müsaade etmek

Sens de "müsaade etmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 12 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	müsaade etmek	allow v.
Innovation happens when you build physical and psychological space that allows you to think creatively. İnovasyon, yaratıcı düşünceye müsaade eden fiziksel ve psikolojik bir mekân oluşturduğunuzda gerçekleşir. More Sentences
2	Common Usage	müsaade etmek	let v.
Let me answer with due stringency. Müsaade edin, gereken titizlikle cevap vereyim. More Sentences
General
3	General	müsaade etmek	permit v.
They will go to the woods to pick mushrooms, weather permitting. Mantar toplamak için ormana gidecekler, hava müsaade ederse. More Sentences
4	General	müsaade etmek	clear v.
My father was cleared for discharge by an attending physician. Babamın taburcu edilmesine doktor tarafından müsaade edildi. More Sentences
Law
5	Law	müsaade etmek	allow v.
I don't understand why they allow it in a place like this. Böyle bir yerde buna nasıl müsaade ediyorlar anlamıyorum. More Sentences
Technical
6	Technical	müsaade etmek	allow v.
I never would've allowed Tom to do that. Tom'un bunu yapmasına asla müsaade etmezdim. More Sentences
General
7	General	müsaade etmek	authoritize v.
8	General	müsaade etmek	admit v.
Law
9	Law	müsaade etmek	authorise v.
10	Law	müsaade etmek	authorize v.
Technical
11	Technical	müsaade etmek	permit v.
12	Technical	müsaade etmek	tolerate v.

Sens de "müsaade etmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 38 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	müsaade etmek (katlanmak vb)	stand for v.
In the long term, our citizens will not stand for it. Uzun vadede vatandaşlarımız buna müsaade etmeyecektir. More Sentences
2	General	içeri girmesine müsaade etmek	allow someone in v.
3	General	içeri girmesine müsaade etmek	allow someone into a place v.
4	General	yeniden müsaade etmek	relet v.
5	General	gitmesine müsaade etmek	give rein v.
6	General	olmasına müsaade etmek	have v.
7	General	almasına müsaade etmek	give v.
Phrasals
8	Phrasals	başkalarına bilgilerinin ya da statülerinin daha yüksek olmalarından ötürü (fikirlerine katılmasanız bile) sizinle ilgili karar almalarına ya da size bir şey yaptırmalarına müsaade etmek	defer to someone v.
9	Phrasals	(birinin bir şeyi) kontrol etmesine müsaade etmek	let (one) at (someone or something) v.
10	Phrasals	(birinin bir kişiyi) dövmesine müsaade etmek	let (one) at (someone or something) v.
11	Phrasals	birinin bir kişiyi dövmesine müsaade etmek	let someone or something at someone or something v.
12	Phrasals	birinin bir kişiyle uğraşmasına müsaade etmek	let someone or something at someone or something v.
13	Phrasals	birinin (bir yere) girmesine müsaade etmek	admit someone into (some place) v.
14	Phrasals	birinin (bir yere) girmesine müsaade etmek	admit someone to (some place) v.
15	Phrasals	birinin/bir şeyin bir yere girmesine müsaade etmek	allow someone or something into a place v.
16	Phrasals	birinin/bir şeyin bir yere girmesine müsaade etmek	and allow someone or something in v.
17	Phrasals	(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek	allow (someone or something) in (something or some place) v.
18	Phrasals	(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek	allow (someone or something) into (something or some place) v.
19	Phrasals	bir yere girmesine müsaade etmek	allow into a place v.
20	Phrasals	birinin (bir yere) girmesine müsaade etmek	admit someone into (some place) v.
21	Phrasals	birinin (bir yere) girmesine müsaade etmek	admit someone to (some place) v.
22	Phrasals	birinin/bir şeyin bir yere girmesine müsaade etmek	allow someone or something into a place v.
23	Phrasals	birinin/bir şeyin bir yere girmesine müsaade etmek	and allow someone or something in v.
24	Phrasals	(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek	allow (someone or something) in (something or some place) v.
25	Phrasals	(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek	allow (someone or something) into (something or some place) v.
26	Phrasals	bir yere girmesine müsaade etmek	allow into a place v.
27	Phrasals	kontrol etmesine müsaade etmek	let at v.
28	Phrasals	uğraşmasına müsaade etmek	let at v.
29	Phrasals	'-i dövmesine müsaade etmek	let at v.
Idioms
30	Idioms	gitmesine müsaade etmek	give one rope v.
31	Idioms	(birine) müsaade etmek	give (one) some slack v.
32	Idioms	özel durumlardan ötürü birine ya da bir şeye müsaade etmek	make allowance for (someone or something) v.
33	Idioms	özel durumlardan ötürü birine ya da bir şeye müsaade etmek	make allowances for (someone or something) v.
34	Idioms	(birine) bir dakika müsaade etmek	give (someone) a minute v.
35	Idioms	(birine) bir saniye müsaade etmek	give (someone) a second v.
36	Idioms	özel durumlardan ötürü birine müsaade etmek	make allowances for somebody v.
37	Idioms	(birisine) müsaade etmek	give (someone) some slack v.
Traffic
38	Traffic	araç geçişine müsaade etmek	allow passage of vehicles v.